Sadece 30 Saniyeniz Var!

Malcolm Gladwell başarılı insanlar üzerinde yaptığı araştırmada 10 bin saat kuralını keşfetmiş. Başarılı insanların hepsinin bulundukları noktaya gelmek için en az 10 bin saat çalıştıklarını ve pratik yaptıklarını ifade etmiştir. Bunun üzerine John Calvin Maxwell “Hiçbir başarı tesadüf değildir sadece gerekenleri yapanlar başaracaktır” sözüyle Malcolm Gladwell’i onaylamıştır.

Çalışmak peki ne kadar çalışmak? Yani başarılı olabilmek için ne kadar çalışmalı? Şunu bilmeli ki, aynı süre çalışan herkes aynı derecede başarılı olacak diye bir kaide yok. Öncelikle doğru çalışmanın yolları iyi bilinmelidir. Yoksa kişi vaktini boşa harcayacaktır. Kısacası ilk kural doğru çalışmak… Dönelim 10 bin saat kuralına…  Bill Gates Microsoft’u kurmadan önce evlerinin yakınındaki bir lisede, tam 10 bin saat programlama yapmış. Hatta kendisine gündüz izin verilmediği için bilgisayar laboratuvarına gece girip sabaha kadar çalışmış. Aynı şekilde Apple’ın kurucusu Steve Jobs 10 bin saat programlama yapmış.

Peki, pratik yapmak? Neden öğrendiğimiz tüm bilgileri bir süre sonra hatırlayamıyoruz ya da yeteneklerimizi geliştirmek için uzun süren çalışmalara ihtiyaç duyuyoruz? Sebep belli daha etkili öğrenmek, öğrendiklerini uzun süre hatırlamak ve daha başarılı olmak… Pratik yaparak bilgileri öğrenmek, yeteneklerini geliştirmek ya da bir görevini tamamlamak gibi çeşitli konu ve alanlarda uzun zaman harcamadan hedeflerine ulaşabilirsin. Mesela The Beatles… The Beatles grubu 10 bin saat pratik yaptığı için bugün bu kadar başarılı ve 1960’lardan bu yana keyifle dinleniyor… Çalışmak ve pratik yapmak adına bu örnekleri dünya çapında görmek mümkün ancak çok uzağa gitmeden etrafınıza baktığınızda da bu tip örneklere rastlayabilirsiniz…

Özetle başarı için çalış, başarının kalıcılığı için pratik yap! Peki, sayın okur, ben bu iki kavram üzerinde neden bu kadar durdum? Nereye gelecek bu yazar dediğinizi işitiyor gibiyim…

Bu iki kavram başarılı içerik üretebilmeniz için de anahtar iki kelime… Çok çalışmak ve pratik yapmak… Çok çalışarak ve sürekli pratik yaparak hem daha hızlı hem de kısa sürede kaliteli içerikler üretebilirsiniz. İçerik üretimi kavramı globalleşen dünyada çokça karşımıza çıkan bir kavram haline geldi.  Nedir bu içerik üretimi? Metin, görsel veya video ile markanın mesaj vermek istediği alanı doldurmaktır. Bu alan bir dergi de olabilir; billboard veya blog sayfası da…

Başarılı içerikler her markanın hayali. Sen de içerik üreticisi olabilirsin, bunun için bilmen gereken püf noktalar var. Hadi sıralayalım…

 

  1. İlgi çek!

Konuyu kısaca özetleyen, anahtar kelimenizi içeren ve en azından üç kelimeden oluşan orijinal bir başlık, ürettiğiniz içeriğin okunmasını, ilgi çekmesini ve paylaşılmasını sağlayacaktır.

 

  1. Okunabilirliği yükselt!

Üretilen içeriğin dil bilgisine uygun olması ve cümlelerin anlamsız, karmaşık ifadelerden oluşmaması gerekir. Akıcı ve düzgün bir metin, arama motorları üzerinden gelen okuyucuyu sitede daha fazla tutacak ve kendini okutacaktır. Google gibi arama motorları ziyaretçilerin sitede kalma süresine dikkat etmekte ve bu süreyi, sitenin okurlar için ne kadar değerli olacağını değerlendirmek için bir parametre olarak kullanmaktadır.

 

İçeriğin uzunluğu da bu noktada devreye giriyor. Konu ve metnin formatına bağlı olarak değişebilecek olsa da hem arama motorları hem de okuyucular için ideal metin uzunluğu 500 – 2000 aralığında kelime sayısına sahip olmalıdır. Uzun içeriklerin arama motorlarında daha fazla görünürlüğe sahip olduğunu da unutmamakta fayda var.

 

  1. Bilgilendirici ve harekete geçirici ol!

 

İçerik oluştururken nihai bir amaç vardır: Bir firma ya da ürünü tanıtmak veya bir fikri okuyucuya geçirmek. Bu yüzden başarılı bir içeriğin en önemli özelliğinin okuyucuyu bilgiye yönlendirmek olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu noktada hakkında yazdığınız markayı ya da ürünü iyi tanımalısınız. Önemli detayları atlamadan okuyucuyu bilgilendirerek ziyaretçinizi verilmek istenen fikre ve mesaja yönlendirmelisiniz. Ürettiğiniz içeriği okuduğunuzda, kendinizi ikna edemiyorsanız okuyucunuzu da ikna edemezsiniz.

 

  1. SEO uyumlu ol!

SEO yani Arama Motoru Optimizasyonu yalnızca metne birkaç anahtar kelime eklemekten ibaret değildir. SEO kurallarına uygun yazılmamış bir içeriğin, rekabetçi internet ortamında başarılı olması imkansızdır. İçeriğinizin arama motorları tarafından keşfedilmesi ve daha çok kişiye ulaşması için SEO’ya önem vermeniz ve ürettiğiniz içeriklerin bazı standartlarda olduğundan emin olmanız gerekmektedir.

 

SEO’ya uygun içerik hazırlarken işinizi kolaylaştıracak bazı temel noktalar:

 

  • Başlıkta anahtar kelime kullanılmalı,
  • İçerik başlığı en az üç kelimeden oluşmalı ve 75 karakteri aşmamalı,
  • İçeriğin URL kısmında anahtar kelime kullanılmalı,
  • Anahtar kelime fazla ve gereksiz kullanılmamalı; okuru rahatsız edecek, doğal olmayan şekillerde anahtar kelimelere yer verilmemeli,
  • Kullanılan görsellerin alt metninde anahtar kelime en azından bir kere geçmeli.

 

  1. Doğru pazarlama teknikleriyle oluştur!

Markayı daha ileriye taşımak için hedef kitlesine uygun, potansiyel müşteri profiliyle kolayca iletişim kurabilecek içerikler hazırlamak ve doğru pazarlama yöntemleriyle bu içeriklerin insanlara ulaşmasını sağlamak, içerik yazarlarının dikkat ettiği konulardan biridir. İçerik pazarlaması uzun vadeli bir yatırımdır ve marka bilinirliğini artırmak için üretilen içerikleri bazen reklamlarla da desteklemek gerekir.

 

Bu noktada SEM devreye girmektedir. Açılımı Search Engine Marketing olan SEM’in Türkçe karşılığı Arama Motoru Reklamcılığıdır. Arama motorları, sosyal medya siteleri gibi araçlar aracılığıyla reklam satın alarak ve bu reklamların, doğru hedef kitlelerinin karşısına çıkmasını içeriğinizin trafiğini hızla artırabilirsiniz.

 

  1. Çeşitli verilerden ve iç görülerden faydalan!

Sitenizdeki önceki içeriklerde nelerin iyi yapıldığını, hangi konuların ve formatların hedef kitlenizin dikkatini çektiğini anlamanız için edinmeniz gereken önemli veriler ve içgörüler bulunuyor. Giderek daha özelleştirilmiş, daha başarılı içerikler üretmek için kullanabileceğiniz en önemli araçlardan biri ise Google Analytics.

 

Google Analytics, içerik ve sitenizdeki verileri toplayarak istatistikler ve grafik tablolar halinde görmenize olanak sağlayan araçlardan biri. Müşteri davranış ve eğilimlerini ölçerek, hangi içeriklerinizi daha fazla tıklanma aldığı, ziyaretçinin o sayfada ne kadar kaldığı gibi SEO için çok da büyük önem teşkil eden istatistikleri kolaylıkla ulaşılabilir hale getiren Google Analytics sayesinde içeriklerinizi nasıl daha popüler hale getirebileceğinizi anlayabilirsiniz. Toplanan bu bilgiler sayesinde hitap edilen kitleye uygun daha fazla içerik üretebilir ve sitedeki hareketliliği takip ederek stratejilerinizi bunlara göre geliştirebilirsiniz.

 

Google Analytics’in ölçebildiği en temel veriler:

– Siteyi ziyaret eden toplam kullanıcı sayısı,

– Sayfaların toplam görüntülenme sayısı,

– Ziyaretçilerin sitede ortalama kalma süresi,

– Hemen çıkma oranı.

 

  1. Markaya değer katacak şekilde planlanarak yaz!

 

Doğru hedef kitlesi için yazılmış bir içerik sayesinde marka bilinirliği artırılabilir, marka ve kitle arasındaki iletişim güçlendirilebilir ve doğru mecralarda doğru paylaşımlarla sadık müşteriler oluşturulabilir. Böylece marka sayfa ve profilleri sadece reklamdan ibaret olmayan bilgilendirici veya eğlendirici mecralara dönüşebilir. Bu da elbette daha fazla takipçi, daha fazla etkileşim, daha güçlü bir marka itibarı demek olacaktır. İçerik denince aklınıza yalnızca yazılı içerikler gelmesin. Video, resim, fotoğraf ve infografikler de içerik pazarlamasında etkili bir şekilde kullanılabilen kategorilerdir. Bu kategorilerin kullanımları doğru mecralarla (Youtube, Instagram, Twitter gibi) eşleştiğinde daha etkili olacaktır.

 

  1. Hatasız ve tutarlı ol!

 

İçerik üretiminde ürettiğiniz içeriği sık sık gözden geçirerek tutarsızlıklar ve hataları temizlemelisiniz. İçeriğiniz tüm kitlenin anlayabileceği bir dilde yazılmalıdır. Kitleniz için eğlenceli, bilgilendirici, faydalı, ilgi çekici ve güncel trendlere uygun olması gerekir. Etkili görsellerle desteklenmelidir. İçeriğinizi renklendirmek için ilgi çekici ve konuya sadık görseller kullanmaktan kaçınmayın.

 

İyi bir içerik, gerek mesajı, gerekse aksiyona çağıran cümleleri ile ziyaretçilerinizi harekete geçirmeli ve kendini paylaştırmalıdır. Sıkıcı ve anlamsız klişelerden uzak ve yaratıcı içeriklerle markanızı hem internet dünyasında, hem de potansiyel müşterileriniz karşısında marka itibarı bakımından bir adım daha ileri taşıyabilir ve organik bir büyüme sağlayabilirsiniz.

  1. Ve en önemlisi özgün ol!

 

Özgünlük, hem okur kitleniz için hem de SEO çabalarınız için hayati öneme sahip. Özgün olmayan içerikler Google, Yandex ve Bing gibi arama motorları tarafından tespit edilir ve bu arama motorları orijinal içeriği kullanıcı aramalarında kopya içerikten önde gösterir.

 

Konuşma tarzımız gibi kıyafet tarzımızda kendimize ait ise bize özgün bir yazım tarzımız da olmalı. İlham perisinin gelmesini daha fazla beklemek yerine ilham alabileceğiniz insanlarla tanışın..

Konuşurken ya da yazarken hiç fark etmez karşınızdakini etkilemek için 30 saniyeniz var. İlk intiba önemli biliyorsunuz. Duruşunuz, cümleye nasıl başladığınız, vurgu ve tonlamalarınız her zaman çok etkilidir. Vurdu gol oldu etkisi oluşturacak cümleler kurun… 😊

O yüzden, etkili bir giriş cümlesinin, akıcı ve çekici bir açılış paragrafının önemini her zaman dikkate alın. Doğru cümleyi bulana kadar metin üstünde daima çalışın.

Okuyucunun beş duyusundan birine veya birkaçına hitap etmeye çalışmakta önemli. Okuyucu empati kurabilmeyi sever. Onları ağlatan, kimi zaman güldüren, kimi zaman da alıp uzaklara götüren yazılar hoşlarına gider, ilgilerini çeker.

Güzel sanatlar ilham verir. Sergilere gidin. Film izleyin. Farklı mesleklerden, farklı yaş gruplarından insanlarla bir araya gelin. Dekorasyon dergilerini, iş dergilerini karıştırın. Fırsat buldukça seyahat edin. Kendinize sürekli yatırım yaptığınızda, ürettiğiniz içeriklerin kalitesinin yükseldiğine siz bile inanamayacaksınız.

Sahi en son kendinize yaptığınız yatırım neydi? @akilane’yi etiketleyerek bizimle paylaşmaya ne dersin?